Sebepsiz mutlu günlerimden birindeyim (galiba). Hiç değilse öyle bitiyor olduğunu söyleyebilirim; güzel bir oyun gördüğümden ve sonrasında en az "sinemadan çıkmış insan" kadar farklı, güçlü ve yaratıcı hissediyor olduğumdan belki. "Sinemadan çıkmış insan"a değinmişken; iki sene öncenin sanattan bol etkilenmeli günlerini ne kadar özlediğimi bilmem kaçıncı kez dile getireyim yine. Her okuduğumun, her izlediğimin, her dinlediğimin tadı nasıl da damağımda kalırdı öyle. Günler aylar geçerdi, içimde yaşardı tümü. Şimdi bu duvar gibi oluş, bu ruhun sarsılmazlığı niye çözemedim. Güzel şeyleri hızla tükettiğimizden mi; yoksa içimizdeki o güzel şey ölüverdiğinden mi bilmiyorum. Korkunç bir şeyler oldu, o kesin.
Yine de arayış hiç bitmesin istiyorum. Öyleymiş gibi yapa yapa, öyle olduğuna gerçekten inanabiliriz belki bir gün. Nelere inandırdık kendimizi, buna inanabilmek çok zor olmamalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder