25 Ekim 2010 Pazartesi

Masal

Ben bir benzetme yapsam. Öyle bir benzetme ki oluşunla ölüşün arasındaki dört nokta farkını rezilce serse herkesin gözü önüne. Bir anlık yokluğunun, dirilememenin, geri gelememenin siyahla beyazın arasındaki o can çekişmeden daha acı olduğunu anlatsa. Sen bir gözyaşı olup aksan toprağa, su olsan bana. Bir seçim yapmak gerekir mi her zaman? Kuru bir gözyaşısın öyleyse sen, tadın damağımda. 200 km ile giden araç gibi çarpıyor kalbim, her seferinde senin bir parçan yitiyor. Sona ulaşıldığında noktalar geliyor, sen gidiyorsun. Kal diyemem ben, gücüm yetmez. Boyum yıldızlara dokunacak kadar bile uzamamışken hele. Oysa. Keşke kalsan. Kalsan da özleyeceğimi bilsen. Gitmesen.
Malum tarihe var daha. Zaman geçse de, o kalıyor, sen kalıyorsun, biz olmak böyle sürüyor gidiyor.


Bak dalgalara!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder