9 Eylül 2010 Perşembe

"Open Your Eyes"

All this feels strange and untrue
And I won't waste a minute without you
My bones ache, my skin feels cold
And I'm getting so tired and so old

The anger swells in my guts
And I won't feel these slices and cuts
I want so much to open your eyes
'Cause I need you to look into mine

Tell me that you'll open your eyes

Get up, get out, get away from these liars
'Cause they don't get your soul or your fire
Take my hand, knot your fingers through mine
And we'll walk from this dark room for the last time

Every minute from this minute now
We can do what we like anywhere
I want so much to open your eyes
'Cause I need you to look into mine

Tell me that you'll open your eyes
All this feels strange and untrue
And I won't waste a minute without you


Arkadaşlık büyür mü insanın içinde, görmedikçe? İçimdeki sesi boğamayacak kadar güçsüzüm ben, içimdeki sesi tutuklayamayacak kadar zayıf.. İnanınca bir şeye bütün hislerimle, vazgeçemeyecek kadar gurursuz. Sahip olduklarım ya da olamadıklarım diye bir ayrımım yok. Bir şarkı var ve onu paylaşacağım bir kişi. O bir kişi yok. Sevdiklerim, sevenlerim anlamayağından değil, bir kişiye gider bir şarkı ve o kişi her zaman bir başkası. Ona rast gelince bir sızı. Arkadaşlık hiç bu kadar yormamıştı. Oysa istediğim çok şey değil, bir mesaj, bir haber, bir düşünce.. Bu kadar çıkmaza sokmanın ne anlamı vardı?
Çıkmaz sokak tabelasını gördüm, ama girdim yola. Duvara çarpmam şart mı illa? Dönememek en kötüsü. Kürkçü dükkanı misali. Bile bile lades benimki. Yine de hala çabalıyorum. Çünkü bu arkadaşlığın, oluşamamış olan, bana verdiği yadsınamaz bir güven duygusu var, neden ve nereden geldiğini tespit edemediğim.. Dışlanırken içselleştirdiğim bir vaka. Arkadaşlık için değer mi? Bence, kesinlikle.
Kimi ararız yoksa tek kaldığımızda? Kim için çıkarız sıcak yatağımızdan gülen bir suratla? ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder