7 Ocak 2011 Cuma

"Tragic History Repeats Itself"

Yoğunlaştırılmış zaman dilimlerini seviyorum, konsantre deterjanlar gibi içimdeki tüm lekeleri daha az ama öz hızda çıkarabiliyorum. Bu demek değil ki finaller varken siyah giyinmekten vazgeçiyorum! Renkleri hayallerimde arıyorum, kimi zaman İspanya'da aylak aylak sokaklarda kimi zaman paylaşılmış bir öyküdeyim. En güzeli yalnız olmamak en zor anda, yeni kelimeler üretirken kulaklarımızın aynı anda donması soğukta. Zorluklar yaşanır, geçer biliyorum. Öğretilmiş olmanın acısı ve gururunu beraber tatmayı tuhaf bulsam da egoma yenik düşüp bunu da anlayışla karşılayabiliyorum. Bilinçli yaşamanın yarar ve zararlarını aynı anda gözlemlemek gibi, her hissin/söylenenin farkında olmak hayatın sihrini fazla gerçekçi kılsa bile "en azından"larla tutunabiliyorum hala, post-war etkisiyle nation'a nasıl tutunmuşlarsa. Tabii öte yanda cosmopolitan multiculturalism var, inkar etmemek lazım. Hatta yalnız kelimelere saygı duysam, gereğinden fazla anlam yüklemiş olurum, o kadar. Kozmopolit dünyanın gerekleri arasında modern sanatın "olduğu yerde bırakma" amacı, belki de aracı yer alıyor çünkü benim dünyamda. Kabul edene.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder