7 Aralık 2010 Salı

Haftanın Misafiri (HIMPH)

Sisifos


Sıkıntı. Adapte olamayanların aslında olmak istemeyenlerin genel sorunu. Bu bir cafede arkadaş muhabbetinden sıkılmak ya da yapacak işi olmadığından ötürü sıkılmak değil. Bu hayattan sıkılmak ve burada, orada, bir yerlerde harcadığın her bir saniyeden sıkılmak. Her gün aynı türle olmanın yarattığı rutin değil bu. Bakmaktan, tatmaktan ve duymaktan sıkılmak. Her hücrenle var olmaktan sıkılmak. Hacminden rahatsızlık duymak. Dünyanın absürdlüğünün farkına vardığında ne yapmalıydı bir insan? İçindeki peygamber ömrünü tükettiğinde, fanatizm yok olduğunda ya da superegosu her baktığı canlıda biraz daha kaybolduğunda ne yapmalıydı? Yeni amaçlar yaratmak, yoktan var etmek, zor değil sadece anlamsız. Bir göz sadece bir organ ama bakıyor ama görüyor, tek istediğim kör olması. Bakmasın, görmesin, bana anlam yüklemesin, karşılık beklemesin. İçimdeki tanrıyı beslemesin. Her yeni doğan anlamsız, en az çöp olanlar kadar yok olmayı hak eden. Var ettiğimiz gibi yok edebilir, var olduğumuz gibi yok olabiliriz. Öyleyse neden hala bakıyoruz?

Ezgi Yıldız

1 yorum:

  1. Sen var etmedin, var ettiğini sandın. Yok da edemezsin, ancak yok ettiğini sanarsın. Bütün saplantılardan kurtul bir an için ve yalnızca kendinle baş başa kal. Yani inandığın, başkalarının inandıkları... Birşeylere inananlar ya da birşeylere inanmayanlar... Hepsinden kurtul ve kendinle kal.Yalnızca bir an için.Bunu başarırsan kendine şunu sor:Var mıyım? evet varım. Kendim mi kendimi var ettim? Korkarım hayır;çünkü eğer ben dizayn etseydim bu kadar sıkıcı bir hayat kurmazdım. Kendimi biraz değişik yapardım. Bütün hücremle var olmak için arzu ettiğim beni yaratırdım. Mesela 100 Milyar dolarlık bir mal varlığı yapardım kendime. Para beni açmaz diye düşünseydim, o zaman Işın Karaca sesi verirdim kendime ya da Madonna kalçası yaptırırdım. Ya çevrem? Onlar da başka olurdu herhalde. Bütün o aptal sıkıcılığı siler atar, ortamı ben yapardım. Süper! İşte bu! Peki bir dakika ya..Böyle bir fırsatım oldu mu hiç? Hayır, nasıl olsun yalnızca hayal bunlar.Peki kendi kendimi var edemezken, kendi kendimi nasıl yok edebilirim?.....Sessizlik
    Dİsko Kralından alıntı:
    Okan: Öleceğinizi bildiğiniz halde yaşamanızı sağlayan nedir?.......Sessizlik
    (Konuklardan cevap yok, herhalde ilk kez oluyor bu, hayret verici)
    Şu hayatı tümden umursamasam, oluşuna bıraksam bile hayatı; anı yaşa, anı yaşa diyerek kendimi avutsam bile yine de olmuyor kafama takılıyor:
    Var etmek bizde değil.
    yok etmek de
    Ölüm bizde değil
    Peki yaşam nasıl olabilir?
    Bunları düşündün diğelim...
    Öyleyse neden hala bakıyorsun?
    Neden hala bakıyoruz?
    İnsanın güçlükle de olsa bende değil "O"nda demesi bu kadar zor mu?

    YanıtlaSil