10 Aralık 2010 Cuma

Yol

Gece yarısı çalan telefonda, aradığım kişi geçmişim. Neden bilmiyorum, bir yandan insanların hayatımdan çıkmasına ölesiye engel olmaya çalışırken, bir yandan birilerini  fark etmeden umarsızca arkamda bırakıyorum. Bazen gereksiz yere koşuyorum kimileri için; koşarken bile bile orada bulunmamam gerektiğini. Bu telefon konuşması yanaklarımın kızarmasına neden oluyor. Doğru insanın telefondaki olduğunu anladığım zaman kınıyorum kendimi. Özür dilemek kimi zaman yetersiz. Bugün yetsin diye umuyorum.

Kumsalda kumları toplardım küçükken, ellerimle ileri doğru iterdim. Sonra bir kısmı ellerimin üstünden geçip geride kalırdı. Keşke kalmasalardı. Neleri kaçırıyorum daha kim bilir? Kalbim herkese yeter gibi oysa. Herkesi sevebilirim düşünmeden. Herkesi değil aslında. Sevmeyi yakıştırdıklarımı, geçmişimde bugünümde. Bir de yarın var. İnanmasam da yarına.

Ben yazarken aklımda türlü türlü düşünceler oluyor, ellerime gelene kadar kılcallarda yok olan. Onlar fark ediliyor mu? Umut doluyum. Çok mutlu. Peki sizce korkmuyor muyum?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder