3 Aralık 2010 Cuma

İnce Çizgi

Uzun bir hikaye bu; ışıklar söndükten sonraki karanlıkta seyircilerin yerleşmeye çalıştığı ya da ekranda buğulu beyaz çerçevenin belirmeye başladığı saniyelerden bile daha az zaman bırakan hazırlanmaya. Uzadıkça uzun loşluğunda, andan kısa, tanımlarla aydınlatmaya çalıştıkça. Parlamamışlığınca yakın patlamaya ve sonra sönmeye, kendi yangınında. Hayır, kısa bir hikaye bu. Sessizi unutan pandomimci kadar yersiz, alt üst eden ne varsa –aslında- yerli yerinde, sesiyle en eşsiz.


Kumsuz, kumdan kalesiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder